GALATASARAY-FENERBAHÇE
- Arda Kınlak
- Feb 25
- 11 min read
(TR) Uzun, gergin ve kaos dolu bir bekleyişin ardından 24 Şubat 2025 tarihinde belki de şampiyonluğa erişecek takımı belirleyecek bir derbiyi geride bıraktık. Gerek saha içi gerek saha dışı olmak üzere konuşulacak ve konuşulması gereken birçok şey olduğu aşikar. Sadece konuşulmasını temenni ettiğimiz faktörle, saha içi ile başlayalım.
KADRO TERCİHLERİ
GALATASARAY:
Derbi öncesi Okan Buruk ve öğrencilerinin hangi sistem ve oyuncu tercihleri ile sahaya çıkacağı kuşkusuz ki merak konusuydu. Son zamanlarda form düşüklüğü yaşayan Dries Mertens, AZ karşısında kalesinde belki de farkı engellemiş bir Günay, "hazır değil" denilen ve Rizespor maçında oyuna sonradan dahil olup maçın seyrini değiştiren bir Lemina faktörü de olduğu göz önüne alınınca Galatasaray'ın 4'lü sistem ile çıkması öngörülüyordu ki öyle de oldu. Okan Buruk yeni transferlerden Frankowski, Lemina ve Eren Elmalı'yı 11 de tercih ederken performansıyla eleştiri oklarının ucunda bulunan Carlos Cuesta'yı yedek kulübesinde başlatarak sezon başındaki sistemine döndü.

FENERBAHÇE:
Derbi öncesinde stoper tandeminde sakatlıklarla boğuşmasına rağmen Jose Mourinho ve öğrencileri oldukça yükselen bir momentum içerisindeydi desek yeridir. Derbi öncesi Mourinho'nun maç fark etmeksizin felsefesinden vazgeçmeyip 3'lü bir kurguyla sahada olacağı öngörülürken asıl öngörülmeyen durum Galatasaray Spor Kulübü'nün altyapısından çıkan ve daha sonrasında fiziksel bahaneler sunularak gönderilen Yusuf Akçiçek'in 11'de kendine yer bulmasıydı. Taraflı tarafsız herkesin takdir etmesi gereken bir karar veren Mourinho, Raphael Varane gibi futbolcuları parlatan birisi olarak neden "The Special One" olduğunu bir kez daha gözler önüne serdi.

90 DAKİKA
Maçta taktiksel bir kurgunun önüne aslında bireysel oyuncu performansları geçti desek yanlış bir şey söylemiş olmayız. Galatasaray'da Mario Lemina, Eren Elmalı, Davinson Sanchez ve kritik anlarda Muslera'nın kurtarışları dışında takım genel olarak vasat bir performans sergilerken konuk ekip Fenerbahçe'de Yusuf Akçiçek, Fred, Milan Skriniar performanslarıyla gözleri doldurdu.
GALATASARAY:
Maça kreatiflikten oldukça uzak başlayan Galatasaray kanatlarından hiç verim alamadı. İlk yarıda Sallai karşısında Yusuf Akçiçek'in kusursuz performansı; Barış Alper'in karşısında ise Çağlar Söyüncü'nün etkili performansı ile Galatasaray kanatlarından beklediği etkiyi gösteremedi. Okan Buruk orta sahada ise Lemina'yı zaman zaman stoperlerin arasına sokarak daha dirençli yapıyı hedefleyerek Torreira'yı da Arsenal zamanından alışık olduğumuz şekilde biraz daha önde konumlandırdı ve 2.bölgede garantör bir tutum sergiledi.
Bir diğer parantez açılması gereken konu ise Gabriel Sara'nın rolünün gerekliliklerinin çoğunu yerine getirememesi sonucunda Osimhen ile arkasındaki 3'lü bloğun bağlantısının kısır kalmasıydı. İkinci yarı Mertens ve Yunus Akgün değişiklikleri ile burada hedeflenen amaca yine ulaşılamaması bir başka yazımızda ele alınması gereken "Okan Buruk yönetimi altında gittikçe eriyen oyun felsefesi" için çok büyük bir örnek teşkil ediyor. Galatasaray maç genelinde hiç üretemezken "hazır olmadığı" gerekçesiyle Avrupa oyuncu listesine dahil edilmeyen Lemina, Eren Elmalı, Davinson Sanchez'in performansı ve Fernando Muslera'nın kritik anlardaki kurtarışları ile beraberliğe razı olurken duran toplarla sene başından beri adından söz ettirirken maçı korner kullanamadan tamamladı.

FENERBAHÇE:
Takımızında Jose Mourinho varsa felsefesinden asla vazgeçmeyeceğini, öncelikle kalemizde gol görmemeliyiz ve gerekirse topu rakibimize verebiliriz anlayışına saygı duymalısınız aslında. Maça Galatasaray'a göre daha üretken başlayan Fenerbahçe erken dakikalarda Kostic kanadından etkili olduysa da Oğuz Aydın'ın ağlara gönderdiği top, Szymanski'nin Muslera'ya yaptığı faul sebebi ile iptal oldu. Birebir eşleşmelerde 1.bölgesinde Osimhen gibi etkili bir güce rağmen fire vermeyen Fenerbahçe neden bir Mourinho takımı olduğunu adeta göstermiş oldu. Milan Skriniar, Yusuf Akçiçek ve Çağlar Söyüncü üstlerine düşeni soğukkanlılıkla yerine getirirken En Nesyri, Dusan Tadic ve Oğuz Aydın gibi etkili oyuncuların ise etkisiz bir performans sergilediğini gördük. Özellikle son haftalarda performansı ile ön planda olan En Nesyri gerek havadan gerek yerden oyunda hiçbir katkı sağlayamadı.
Tadic ise Lemina ile olan eşleşmelerindeki başarısız yüzdesiyle belki de kanat bekleri ile bağlantıyı sağlayamayarak Fenerbahçe'nin daha yaratıcı olabileceği bir maçta gol yollarında başarılı olamamasına sebebiyet verdi. Çağlar Söyüncü'nün kart görmesi ile Djiku değişikliği gerçekleşirken aynı zamanda Amrabat'ın Szymanski yerine dahil olması orta sahada momentumu Fenerbahçe lehine kazandırdı. Ritim yükselten Fenerbahçe'de belki de gol dakikalarına girerken gerçekleşen Mert Müldür Oğuz Aydın değişikliği, rakip takımın da Mertens ve Yunus hamlesiyle oyunu tekrardan dengeye getirirken Talisca'nın da oyuna girmesi Mourinho'nun oyun sırasındaki hamlelerinin bile ne kadar dengeli olduğunu gösterdi.
İSTATİSTİKLER

Genel olarak yorum yapmak istediğimizde topun daha çok Galatarasaray'da kaldığı, Fenerbahçe'nin daha fazla pozisyona girdiği ve temastan kaçınılmayan bir maç olduğunu söylemek mümkün. İki takımın da hava toplarında etkili olan forvetlerinin ise benzer sayıdaki orta denemesi karşısındaki başarısızlıkları her iki takımın savunma oyuncularının ne kadar iyi bir performans sergilediğini gösteriyor. Bir diğer yandan bu sezon duran toplardaki başarısı ile Beşiktaş derbisi gibi maçlardan 3 puanla ayrılmayı başaran Galatasaray'ın korner kullanamaması da yazımızın başında bahsettiğim gibi Osimhen'in arkasındaki üçlünün (Barış Alper Yılmaz, Gabriel Sara, Roland Sallai) ne kadar birbirinden kopuk ve oyun planına sadık kalmadıkları bir performans gösterdiklerini tasdik eder nitelikte.
OYUNCU PERFORMANSLARI
Herkesin takdir edeceği üzere her iki takımında kurgusundan daha çok bireysel oyuncu performanslarının ön planda olması sebebiyle etkili performans sergileyen oyuncuları inceleyelim.
YUSUF AKÇİÇEK:
19 yaşında bir futbolcu olarak arka planı, hikayesi de en az maçın kendisi kadar büyük bir durum söz konusuyken hocanız Jose Mourinho'nun vereceği şansı nasıl değerlendirmelisiniz diye sorsaydık bu performansla değerlendirmeliyiz diye cevap verebilirdiniz..

Genç futbolcunun performansına baktığımızda formda bir kanat oyuncusu olan Sallai karşısındaki 8 başarılı ikili mücadelesi ve sadece 1 başarısız aksiyonu varken, totalde 17 ikili mücadeleden 12'sinde başarılı olmak harikulade bir istatistik. Avrupa'nın sayılı santraforları arasında ele aldığımız Osimhen ile de girdiği ikili mücadelelerde 2 başarılı aksiyonu adeta pastanın çileği niteliğinde. Bitti mi derseniz tabii ki hayır.

Futbolla ilgilenenler bilir ki bir stoperin toplu oyundaki en önemli aksiyonlarından biri blok arası paslardır. Yusuf Akçiçek bu maç nezdinde genel olarak 33 pas denemesinde 28 başarıya ulaşırken bu pasların önemli bir kısmında blok arası pasları büyük bir özgüvenle ve başarı ile attı. Bu aksiyona dair en akılda kalan pozisyon ise benim için şüphesiz ki baskı altındayken ters ayağı ile Fred'i topla buluşturması. Mourinho'nun da dediği gibi, Vincenzo Montella'nın elinde önü açık pırıl pırıl bir genç stoper var diyebiliriz.
FRED:
2023-2024 sezonundaki performansını bu sezon oldukça fazla aratan Fred adeta o sezona ait bir performanstan emareler gösterdi diyebiliriz. Topu 2. bölgeden 3'e aktarma konusunda da başarılı bir oyun sergileyen Brezilyalının bu aksiyona dair de en büyük örneklerden biri Galatasaray orta sahasında Lemina da dahil olmak üzere 3 oyuncuyu ekarte edip topu 3. bölgeye taşıdığı pozisyon denilebilir.

MARIO LEMINA:
Transferi Okan Buruk tarafından birden fazla veto edilen geldikten sonra ise çıktığı iki maça doğrudan katkı eden Lemina bu maça da damga vurdu diyebiliriz.

Girdiği 17 ikili mücadelenin 14'ünden galip çıkan Lemina'nın özellikle fizik kalitesi ile ön planda olan Tadic'e karşı kurduğu fiziksel üstünlük belki de daha fazla üretken olabilecek bir Fenerbahçe'nin gol yollarının tıkanmasına sebebiyet verdi. Özellikle maçın son dakikalarında Kostic'in topu önüne alabilse belki de golle sonuçlanabilecek atağını geriden muazzam bir depar atarak kesmesi de akıllara "Hazır olmayan futbolcu bu performansı nasıl gösterebilir?" sorusunu getirmedi dersem yalan söylemiş olurum..
DAVINSON SANCHEZ:

Rakip takım Fenerbahçe'de havadan oldukça etkili iki futbolcu karşısında (Dzeko, En Nesyri) Sadece bir başarısız aksiyon göstermek oldukça kilit bir faktör. En Nesyri'nin en iyi yaptığı iş olan hava hakimiyetini ortadan kaldıran Sanchez rakibinin zaman zaman -1 şekilde hücum etmesine sebep oldu diyebiliriz.
FERNANDO MUSLERA:
Her ne kadar eleştiri odaklarında olsa da bu tarz maçlarda tecrübesi ile ön plana çıkan Galatasaray kaptanı, Oğuz Aydın'ın orta şut karışımı aksiyonundaki kurtarışının yanı sıra kornerde Djiku'nun kafa vuruşunu muazzam bir reaksiyonla çıkararak belki de geçen sene yaşanan Rams Park derbisinin senaryo bakımından tekrarlanmasına engel oldu diyebiliriz.
SAHA DIŞI:
Gönül istiyor ki sadece oyun konuşalım fakat gittikçe artan kutuplaşma, nefret söylemleri ve futbolun birleştirici unsur olmaktan ziyade tam tersi bir yönde ilerlemesi durumu marka değerimizi düşürmekle beraber aslında manevi değerlerimizi de unutmamıza sebep oluyor. Bu maçta dahi Şampiyonlar Ligi finali yönetmiş bir hakemin performansında kusur buluyor, birbirimize söylenmemesi gereken sözler söylüyoruz. Tercihimiz sebebiyle iki takımın da eleştirdiği konular hakkında yorum yapmak istemiyoruz çünkü yarın bir gün Kafa Sports'a konuk olup geçmiş derbi anılarını yad eden (edebilen) ezeli rekabet ebedi dostluk mottosuna sahip Sabri Sarıoğlular, Gökhan Gönüller, Ümit Karanlar ve Semih Şentürklerin olmamasından ve olmayacağından korkuyor ve bu zıtlık ortamında en ufak bir payımız dahi olsun istemiyoruz.

(ENG) After a long, tense, and chaotic wait, on February 24, 2025, we witnessed a derby that could very well determine the team that will claim the championship. It’s clear that there are plenty of things to discuss, both on and off the pitch. But let’s start with what we hope will be the main focus the game itself.
SQUAD SELECTIONS
GALATASARAY:
Ahead of the derby, there was significant speculation about the system and player choices Okan Buruk and his team would employ. Considering factors such as Dries Mertens’ recent dip in form, Günay’s crucial saves against AZ that prevented a heavier defeat, and Lemina who was deemed "not ready" yet came off the bench against Rizespor to change the course of the game it was widely expected that Galatasaray would stick to a back-four system, which they did.
Okan Buruk opted to start new signings Frankowski, Lemina, and Eren Elmalı, while leaving Carlos Cuesta, who has been under heavy criticism for his performances, on the bench. This decision effectively marked a return to the system Galatasaray had used at the beginning of the season.

FENERBAHÇE:
Despite struggling with injuries in the center-back duo, José Mourinho and his team had built up significant momentum heading into the derby. While it was expected that Mourinho would stick to his philosophy and deploy a three-man defensive setup regardless of the opponent, what caught everyone off guard was the inclusion of Yusuf Akçiçek in the starting XI.
A product of Galatasaray’s youth academy, Yusuf was previously dismissed from the club due to alleged physical limitations. However, Mourinho’s decision to trust him on such a big stage was a move that deserved respect from all sides. Known for developing players like Raphaël Varane, Mourinho once again showcased why he is called "The Special One."

FULL MATCH
It wouldn't be wrong to say that individual performances took center stage over tactical setups in this match. While Galatasaray delivered a generally lackluster performance aside from standout displays by Mario Lemina, Eren Elmalı, Davinson Sánchez, and Fernando Muslera's crucial saves Fenerbahçe saw impressive performances from Yusuf Akçiçek, Fred, and Milan Škriniar.
GALATASARAY:
Galatasaray started the game completely devoid of creativity, failing to generate any attacking threat from the wings. In the first half, Yusuf Akçiçek’s flawless display against Sallai and Çağlar Söyüncü’s strong presence against Barış Alper prevented Galatasaray from utilizing their flanks effectively.
In midfield, Okan Buruk occasionally dropped Lemina between the center-backs to create a more solid defensive structure while pushing Lucas Torreira slightly forward into a more familiar Arsenal-style role, acting as a stabilizing presence in the second phase of play. However, a major issue was Gabriel Sara’s failure to fulfill his role effectively, which resulted in a disconnect between Osimhen and the attacking trio behind him. Even with the introduction of Dries Mertens and Yunus Akgün in the second half, Galatasaray failed to resolve this issue, further highlighting the ongoing decline of Okan Buruk’s tactical philosophy something worth analyzing in a separate discussion.
Throughout the match, Galatasaray struggled to create chances, ultimately settling for a draw thanks to the individual brilliance of Lemina, Eren Elmalı, Davinson Sánchez, and Muslera’s crucial saves. Interestingly, despite being a team known for its set-piece prowess this season, Galatasaray finished the match without taking a single corner.

FENERBAHÇE:
When José Mourinho is your coach, you must respect his philosophy first and foremost, you must not concede, and if necessary, you can allow the opponent to have possession. Fenerbahçe started the match more productively than Galatasaray, creating early danger down Kostić’s flank. However, Oğuz Aydın’s goal was disallowed due to a foul by Sebastian Szymański on Fernando Muslera.
Despite facing a physically dominant force like Victor Osimhen in their defensive third, Fenerbahçe remained resolute, proving why they are a Mourinho led team. Milan Škriniar, Yusuf Akçiçek, and Çağlar Söyüncü carried out their duties with composure, while offensive players such as Youssef En-Nesyri, Dušan Tadić, and Oğuz Aydın failed to make an impact.
En-Nesyri, who had been in excellent form in recent weeks, contributed little both aerially and on the ground. Meanwhile, Tadić struggled in his individual duels against Lemina, which disrupted Fenerbahçe’s wing-back connections and hindered their attacking creativity.
With Çağlar Söyüncü receiving a yellow card, Mourinho introduced Alexander Djiku, while replacing Szymański with Sofyan Amrabat, a move that helped Fenerbahçe regain midfield control. The team gained momentum, and just as they entered the crucial period for a potential goal, Mourinho made another key tactical adjustment substituting Mert Müldür for Oğuz Aydın, countering Galatasaray’s simultaneous changes of Mertens and Yunus Akgün. The introduction of Anderson Talisca further emphasized how well-balanced Mourinho’s in-game decisions were.
STATISTICS:

GENERAL ASSESSMENT
When analyzing the match as a whole, we can conclude that while Galatasaray dominated possession, Fenerbahçe created more goal-scoring opportunities, and it was a highly physical contest. Both teams had dominant aerial forwards, yet their lack of success against a comparable number of crosses highlights how well the defensive players performed.
Additionally, Galatasaray, who have capitalized on set pieces this season securing crucial wins like the Beşiktaş derby failed to earn a single corner in this match. This further proves how disconnected the trio behind Osimhen (Barış Alper Yılmaz, Gabriel Sara, and Roland Sallai) were from each other and how they failed to stick to the game plan.
INDIVIDUAL PLAYER PERFORMANCES
Since individual performances had a greater impact on this match than tactical structures, let's analyze the standout players.
YUSUF AKÇİÇEK:
At just 19 years old, the backstory of Yusuf Akçiçek is as compelling as the match itself. If you had asked how a young player should seize the opportunity given by José Mourinho, this performance would be the answer.

Looking at the young player's performance, his 8 successful duels against a form-based winger like Sallai and only 1 unsuccessful action out of a total of 17 duels, with 12 successes, is an outstanding statistic. When we consider Victor Osimhen, one of Europe's top strikers, his 2 successful duels against him are the icing on the cake. Is it over? Of course not.

Those who are interested in football know that one of the most important actions for a center-back in possession is through balls between the lines. In this match, Yusuf Akçiçek completed 28 successful passes out of 33 attempts, with nearly half of them being through balls, delivered with great confidence and success. The most memorable moment from this action for me was undoubtedly when he, under pressure, used his weaker foot to find Fred. As Mourinho said, we can say that Vincenzo Montella has a bright young center-back in front of him.
FRED:
Fred, who has been far from his 2023-2024 season form this year, showed signs of returning to that level of performance. The Brazilian was successful in transitioning the ball from the second to the third phase of play. One of the best examples of this action was when he bypassed three Galatasaray midfielders, including Lemina, and carried the ball into the third zone.

MARIO LEMINA:
After being vetoed multiple times by Okan Buruk prior to his transfer, Lemina made an immediate impact in his first two matches. He left his mark on this match as well, showcasing his significant contribution.

Lemina, 17 duels from which he won 14, stood out with his physical presence, particularly against Tadic. His dominance in those duels likely played a key role in preventing Fenerbahçe from being more productive in front of goal. A particularly notable moment came late in the game when he sprinted back to intercept a potential goal-scoring chance from Kostić, raising the question, "How can a player who is 'not fit' show this kind of performance?"
DAVINSON SANCHEZ:

Against two aerially dominant players from Fenerbahçe (Džeko, En Nesyri), only one failed action from Sánchez was a crucial factor. By neutralizing En Nesyri’s aerial dominance, Sánchez forced the opponent to attack with a numerical disadvantage at times.
FERNANDO MUSLERA:
Although often a target of criticism, Galatasaray’s captain stood out with his experience in such matches. Besides his save from Oğuz Aydın’s cross-shot, he made a brilliant reaction to save Djiku’s header from a corner. These crucial interventions might have prevented a repeat of last season’s Rams Park derby scenario.
OFF THE FIELD:
Ideally, we would want to focus only on the game, but the increasing polarization, hate speech, and the trend of football moving in the opposite direction from its unifying essence are diminishing our brand value and causing us to forget our moral values. Even in this match, we find faults in the performance of a referee who has managed a Champions League final, and we exchange words we should never say to one another. We choose not to comment on the points both teams criticized because we fear the absence of legendary figures like Sabri Sarıoğlu, Gökhan Gönül, Ümit Karan, and Semih Şentürk who embody the motto "eternal rivalry, eternal friendship" and we do not want even the smallest contribution to this contrast.
